25 Eylül 2016 Pazar

Şanlıurfa da Son Dakika Sıcak Gelişmeler, Urfa63.net 'te!

Peygamberler Ocağı Şanlıurfa’nın Artan Değeri ve urfa63.net’den Şehrin Haberlerine Erişme İmkanı Müslümanlığı ilk kabul eden yerleşkelerden birisi de kesinlikle Anadolu’dur. Anadolu Mezopotamya bölgesi olarak bilinse de temelleri kesinlikle ülkemiz Türkiye’dir. Selçuklu Devleti, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye olarak devam eden Anadolu topraklarında ki hükümdarlıkların isimleri değişse de inanç, yaşayış ve Müslümanlığa olan hizmet her zaman artarak devam etmektedir. Türkiye’de öyle şehirler var ki Müslümanlar için manevi değeri oldukça yüksektir. Bu şehirlerden bir tanesi de kesinlikle Urfa’dır. Urfa şimdiki adı ile Şanlıurfa peygamberler ocağı olarak geçmektedir. Maneviyatı yüksek olan, kültürel değerleri korumaya yönelik çalışmaları ile her daim ayrı bir hissi olan büyük şehirlerimiz içerisindedir. Şanlıurfa Haberleri her daim değeri yüksek, okunma oranı fazla ülke açısında önemli haberlerdir. Şanlıurfa halkı harici Türkiye Cumhuriyeti içerisinde ki halkında ilgisini çeken bir şehirdir. Halk arasında hala Urfa olarak adlandırılan şehir Türkiye’nin İstiklal savaşında uzun soluklu mücadele veren şehridir. Kurtuluş savaşı sırasında gösterdiği başarı hatırasından dolayı 1984 yılında “Şanlı” unvanını almıştır. Şehrin önemi 1919 yılında İngilizlerin daha sonrasında Fransızların işgaline uğraması ile daha çok artmıştır. Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yer alan Şanlıurfa Türkiye’nin dokuzuncu büyük şehri olarak yaşam hareketliliği sabit ve değişken olarak fazla olan bir ilimizdir. Kuran-ı Kerim, İncil ve Tevrat gibi kutsal kitaplarda geçen İbrahim peygamberin doğum yeri olarak da bilinen Şanlıurfa ayrıca Eyüp Peygamberinde doğum yeri olmasından dolayı peygamberler ocağı olarak maneviyatı kuvvetli bir şehir şeklinde ifade edilmektedir. Şanlıurfa halkı tarım ve hayvancılık konusunda çok iyidir. Özellikle büyükbaş hayvancılıkta Erzurum’dan sonra doğunun en iyisi olarak söylenen şehir, balıklı göl ve Harran ovası ile turizmde de adından söz ettirmektedir. Şehre yapılan sanayi yatırımları ile gelişmeye devam ederek Şanlıurfa Haber değeri taşıyan nitelikli bir şehir haline gelmiştir. Özellikle bölgede yaşayan ve turistik gezi düzenleyecek olan kişiler için Şanlıurfa Güncel Haberler kadar Son Dakika Şanlıurfa Haberleri çok büyük önem taşımaktadır. Bölgede yer alan bir çok turizm için önemli ve halkın övünç duyduğu manevi, tarihi ve kültürel alan vardır. Bunlar içerisinde ki en önemlileri kesinlikle İbrahim Peygamberin ateşe atıldığında düştüğü yer olarak bilinen Balıklı göl ile Sümerlerin ticari şehri olarak bilinen Harran bölgesidir. Şehre yatırım yapacak iş adamları için, gezi düzenlemek isteyen turizmciler ve yerli halk için Şanlıurfa haberleri urfa63.net içerisinde Şanlıurfa özel sayfasındadır. Güncel ve güvenli habercilikte marka olan urfa63.net ehirlere verdiği önemle her şehre olduğu gibi Şanlıurfa’dan eski, güncel ve son dakika niteliklerinde haber almak isteyenlere haber Şanlıurfa özel Haber sayfası vardır.

25 Temmuz 2015 Cumartesi

Haber

Uzun bir aradan sonra tekrar haber ile ilgili bir yazı yazmak istedim. Urfa'da ikamet etmemizden kaynaklı urfa haber ile ilgili yazı yazmak istedim. Daha önce bahsetmiştim, haber yaparken taraflı olmak; Evet hiç kimse tarafsız olamaz! Fakat taraf seçerken neye göre taraf seçildiği çok önemli zira iki yol vardır birisi hak yol diğeri batıl yoldur. Eğer hak yolda değilsen bilerek yada bilmeyerek batıl tarafta yer alıyorsun demektir. Fakat Güzel memleketim Urfa haber konusunda pek hak veya batıl ayrımı yapmadan parayı veren düdüğü çalar muhabbeti gibi sadece paraya odaklanıyor. kim daha çok para verse onun tarafını tutarak haber yapıyor!... Halk ise artık kim hangi tarafta bilemeden rast gele haberlere bakıyor ve ona göre yönlendiriliyor. Halbuki sadece para güdümlü yapılan habercilik hem haysiyet bakımından hemde inanırlık bakımından oldukça kötü bir imaj vermesi yanında birde bu işin kul hakkı gerçeğini göz önüne almazsak eksik olmuş olur. Çünkü günümüzün en önemli iletişim aracı mutlak surette medyadır; Öyle ki gerek siyasiler olsun gerek dernek vakıf ve kurumlar olsun icraatlarını medya aracılığı ile halka duyuruyor. Dolayısı ile siz bir taraftan bin bir emek verilip yapılan icraatların halkın duymamasına neden olmak sureti ile diğer taraftan az iş yapan ama çok emek vermiş çok iş yapmış görüntüsü içerisinde olan şahıs kurum veya partileri para karşılığı halkın karşısına çıkarmakla kul hakkına girmiş oluyorsunuz! ki inançlı olsun olmasın Urfa'da  hatta bütün memlekette (istisnalar hariç) hepimizin en çok korktuğu şey kul hakkına girmektir sanırım. Bu yüzden urfa haber alanında faaliyet gösteren şahıs ve kurumlar daha dikkatli davranmak ve habercilik mesleğini paraya kurban etmemelerini diliyor Hepinizi Allah'a emanet ediyorum

7 Temmuz 2015 Salı

DEMOKRASİ OYUNU

Evet; sevgili dostlar, bir seçimi daha geride bıraktık, iyisi ile kötüsü ile halk sandığa gitti ve tercihini yaptı. Yaptı, ama nasıl bir tercih? Yapılan tercih neredeyse siyasileri bir birine düşürecek ve ülke kaosa doğru sürüklenecek bir biçimde yapılmış oldu. Bir tarafta iktidar cenahı halkı tehdit ederek, seçimleri kendi lehine manipüle etmeye çalıştı. Ama gözden kaçırdığı bir şey vardi ki; çok önemli!
Halkımız yufka yüreklidir, ve "ezilmişin arasında ezenin karşısında durur" tezini unutmuşlardı yada kendilerine o kadar güveniyorlardı ki bu durumu görmezden geldiler.
Millet ise onlara küçükte olsa bir uyarıda bulunarak tek başına iktidar olma lüksünü onların elinden aldı.
Diğer yandan ise HDP gerçeği vardı!... HDP nin seçim kampanyasında son derece akıllı bir siyaset izlediğini söylemek mümkün, çünkü güç zehirlenmesi yaşayan iktidarı kendi silahı ile vurdu! ve artık ezilen değil kendine fazla güvenen; Devletin, paranın ve gücün bütün imkanlarını kullanarak, ezen taraf olduğunu hissettirmeye başladığı bir dönemde ezilmişlik politikasını izlemeye başladılar. Halkın karşısına o şekilde çıktılar, örgüt bağlantısını ve radikal söylemlerini bir kenara bırakarak her kesime "yahu oy verelimde bu parti barajın altında kalmasın" söylemini çok fazla yaydılar ki bu söylem mazlumu oynama konusunda oldukça önemli idi. Zira, yurdum insanına elli defa buzdolabından çıkarıp ısıtarak yedirebileceğin tek yemeğin "mazlum" rolü olduğunun farkına vardılar. Sonuç olarak düz üyeden tutun da genel başkanlara kadar kimsenin hayal bile edemeyeceği bir başarı yakaladılar. CHP ve MHP için söyleyecek fazla bir şey yok onlar yıllardan beri olduğu gibi yine yerinde saydılar.
Peki şimdi ne olacak? Olacak şey şu; Seçimlerden önce bir birlerini hayasızca eleştiren liderler bir şekilde tükürdüğünü yalamak zorunda kalacak ve söylemlerini bir tarafa bırakıp nasıl iktidar ortağı olabilirimin hesaplarını yapacak. Nitekim şu an hala o hesaplar yapılmakta.
Buraya kadar normal!... Yani halka gösterilmek istenen kısım olarak her şey normal gibi görünüyor.
Gelelim Buz Dağının görünmeyen yüzüne; Bunu bir soru ile açıklamaya çalışalım, "2015 seçimleri demokratik bir ortamda yapıldı mı?" Bence kesinlikle hayır! Neden hayır dediğimi açıklamam gerekirse,
1- Günümüzün en önemli iletişim kaynağı olan medya parsel parsel edilmiş ve en büyük parsel ise iktidar partisinin payına düşen olarak göze çarpıyor.
2- Devletin bütün kurum kuruluşları adeta bir iktidar partisinin kuruluşu gibi çalışarak hem Devletin tarafsızlık ilkesini açıkça ihlal ettiler hemde itibarını ve inanırlığını yerle bir ettiler.
3- Yurdum insanı çok düşük ücretlere tabi tutarak yardıma muhtaç hale getirilip seçim öncesi çeşitli isimler altında çok cüzi rakamlar vererek özellikle eğitimsiz ve dar gelirli çaresiz duran insanların tercihlerini ipotek altına alması.
4- Önemli sac ayaklardan bir tanesi de Muhalefetin tavrı olarak göze çarpıyor. Muhalefet sanki halk değilde, kendileri kendine muhalefet elbisesini biçmiş gibi bir görüntü içerisinde idiler. Yani AKP dışındaki partiler kendilerine hedef olarak iktidarı değilde mevcut oylarını muhafaza etmek ve mümkünse az biraz arttırıp kendine başarılı olmuş görüntüsü vermek, ki; bu acizliğin en açık göstergesi olarak yeterlidir sanırım.
5- Hali hazırda mecliste olan partilerin aldığı astronomik seçim yardımı (hazine yardımı) bu durum meclis dışında olan siyasi partilere yaşam hakkı tanınmaması anlamına geliyor.
6- Üçüncü Dünya Devletlerinin bile uygulamadan kaldırdığı deokrasinin yüz karası olan yüzde on barajı! Bu ve buna benzer uygulamalar ile demokratik çoğulcu anlayışın önü kesilerek bazı güçlerin dayattığı şekilde halk seçim yaparak Demokrasi düzleminde hareket ettiğini sanıyor!...
Fakat; Öncelikle Demokrasiyi Tanımlamamız gerekirse,
“Demokrasi; halkın kendi kendisini yönetmesi, milli çıkarları istikametinde, kendi huzur ve hürriyeti için, kendi özgür iradesiyle istediği idarecileri seçmesidir.
“demokratur; ise dış güçlerin, medya manipülesiyle, Masonik teşkilatlar ve sivil oluşumlar marifetiyle halkı yönlendirip, işbirlikçi hükümetleri iktidara getirmesi, yani “halkın yönetime alet edilmesidir.”
Bir taraftan yüde on barajı,
Bir taraftan sadece meclis içerisindeki partilere yapılan asronomik hazine yardımları
Bir taraftan işbirlikçi taraflı yayın yapan medya gücü
Bir taraftan sermayenin kudreti
Kısacası insanlar her taraftan kuşatılarak seçime götürülüyor ve önüne en fazla dört seçenek veriliyor. Ölümle korkutulup sıtmaya razı ediliyor. Bunun adına da Demokrasi deniliyor Allah aşkına Günümüzde uygulanan demokrasi mi? yoksa demokratur oyunumu? Varın kararı siz verin.
saygılarımla
Salih ŞİPAK

Şanlıurfa haber

Şanlıurfa haber ve medya konusunda tam bir keşmekeşlik içerisine düşmüş durumda. bir çok yerel televizyon kanalı ve radyonun yanı sıra birde yerel gazeteler ve internet haber siteleri ile tam bir keşmekeş halini almış durumda.
yeterli denetimin olmayışı ve maliyetlerin düşük olması (özellikle internet haber siteleri) bu alana rağbetin artmasını sağlıyor.
aslında Şanlıurfa'lı vatandaş için çok değişen bir şey yok. yine haber alacağı kanalları pekala iyi seçebiliyor. Ama bir yerde bu gücün kontrol mekanizması olması şartını da unutmamak gerekir diye düşünüyorum. Birinci şartın ise şanlıurfa haber sektörü mali konuda kayıt altına alınmalı ve sistemlerin nasıl yürüdüğü konusunda devlet bilgi sahibi olmalı. Gerekirse işini dürüst yapan yerel basın desteklenmeli ve büyük sermaye yani patronlara ezdirilmemeli; öyle ki rahat çalışabilsin ve hakiki basın gibi hareket etsin
vesselam!....

4 Temmuz 2015 Cumartesi

Şanlıurfa

Şanlıurfa kadim tarihi ile ortadoğu ve mezopotamyanın tam göbeğinde gerek göbeklitepe gerek halil ür rahman makamı gerekse eyüp a.s makamı ile hem peygamberler ve sahabeler hemde nemrutlar firaunlar şehridir urfa. Öyle urfa deyip geçmeyin hem çok zordur urfada yaşamak hemde çok güzeldir. Yani kısaca urfalı olmak büyük bir ayrıcalıktır diyebiliriz. Devlet ve belediyelerimiz adeta kıskaca alınmış gibi Urfa'nın her hangi bir yerine bir kazma vursalar altından tarihten izleri silinmek üzere olan ama tarihe derin izler bırakmış olan bir medeniyet hemen beliriveriyor. Tıpkı kesin tarihini bir çok arkeolog tarafından bilinmediği göbeklitepe tapınağı kalıntıları gibi, yada mozaiklere ne dersiniz? Hani şu savaş tanrıçası Hera nın resminin işli olduğu mozaik evet sevgili dostlar.urfa deyince akla ilk tarih gelir kültür gelir insan tarihinin başlangıcı gelir.

18 Haziran 2015 Perşembe

Şanlıurfa haber

Şanlıurfa haber konularında geri kalmışlığı yazmıştık peki habercilik sektöründe neler eksik neleri tamamlamamız gerek? Öncelikle Haberciler bir araya gelip komlike bir politika uygulamaları gerektiğini düşünüyoruz. Yani kendi aralarında anlaşarak kimsenin kimseden haber çalmadığını kesin bir biçimde çözüme kavuşturmaları gerek. Bunun yanında reklam ücretlerinde bir iyileştirmeye gidilmeli, Çünkü her kes biliyor ki habercilik ve medya sektörü tamamen reklam ile ayakta duruyor! Kaliteli habercilik istiyorsak reklam işini de hafife almamamız gerekiyor. Örneğin reklam alan ve aldığı reklamlardan gideri dışında para kazanan bir yerel gazete kalifiye ve kendini yetiştirmiş bir muhabir tutarsa ve bu muhabir haber peşinde koşturup yerinde haber yapmayı başarabilirse yapılan haberin kalitesi artar ve halk birinci ağızdan haberi aldığı için son derece kaliteli ve sağlam haber edinmiş olur. Şanlıurfa haber sektörünün adeta kangren haline gelmiş bir diğer önemli sorunu ise taraflı haber yapılması olarak göze çarpıyor!... Hem etik hem ahlaki hemde ticari hiç bir kurala uymayan bu durum ne yazık ki bir çok yerel medya kuruluşu tarafından ısrarla kullanılan bir durum. Örneğin bir grup zümre veya sınıfın tüm hareketleri abartılarak haber haline getirilirken bir diğer grubun çok önemli ve kitlesel eylem, hareket veya mesajları görmezden geliniyor. Bu durumda medya sahibi patronların kendine veya görüşüne yakın gördüğü tarafı ön planda tutup diğerlerini yok sayması hem söz konusu medyayı takip eden halka hemde göz ardı edilerek zor durumda bırakılan tarafa büyük saygısızlık olarak görülmektedir. Yerel medya kuruluşları bu kuralları göz önünde bulundurarak hareket ettikleri sürece her kapının sonuna kadar açılacağını ve artık çakma haberciliğin ortadan kalkacağını düşünüyoruz . saygılarımızla

HAK HABERCİLİĞİ

HAK HABERCİLİĞİ

‘Hak haberciliği’ kavramına Bağımsız İletişim Ağı nın isim babalığı/anneliği yaptığı söylenebilir Farklı bir habercilik anlayışını tartışan BİA, geçtiğimiz yıl İletişim Fakültesi öğrencilerine “Hak Haberciliği” ödülleri vererek, haberci adaylarının bu konuda bilinçlenmesine öncülük etmeye çalıştı. Hak haberciliği kavramı öncelikle, medya metinlerinin ve özelde de haber metinlerinin hak ihlalleriyle dolu olduğu düşüncesinden yola çıkmaktadır. Haberciler, kendilerine öğretilen egemen haber üretme ‘stratejileri’ne bağlı kalarak urfa haber yaptıklarında, -bu yapının kendisinden kaynaklı olarak- hak ihlallerine neden olurlar. Urfa Haber etiğine ilişkin kurallar da bu hak ihlallerini engellemek için yeterli değildir. Çünkü bu durum haberin, etik olup olmamasından daha farklı bir şeydir. Urfa Haber metinleri etik kuralları ihlal etmediği durumlarda da hak ihlallerine neden olabilmektedirler.

Örneğin son birkaç yıldır Batman’da yaşanan kadın ölümlerini, dokuz genç kızın intihar karşıtı eylemine kadar gündeme taşımamak bir hak ihlalidir. Haber değeri kriterleri açısından Batman’da yaşananlar, ölü sayısı ciddi rakamlara ulaşana kadar haber değeri taşımamıştır (2). Haberde kullanılan dil, farklılıkları ötekileştiren, ayrımcı bir dildir. Kadınlarla ilgili haberlerde bu ayrımcılığı açık biçimde görmek mümkündür. Haberlerde, kadınlar eğer fail konumundaysalar, metin içinde cinsiyetlerine yönelik bir vurgu neredeyse her zaman mevcuttur. “Kadın bakanın şaşırtan açıklaması”, “kadın bakan bir kadını kurtardı”, “kadın şoför alkollü çıktı”, “kızlar sokak ortasında kavga etti”… gibi örnekler medyada karşımıza çıkan haber başlıklarından bir kaçı.
Habercilikte standartlaşmış kurallar, haber dilini de belirler. Örneğin, siyasal iktidarın açıklamaları “belirtti”, “bildirdi”, “açıkladı” gibi kesinlik bildiren ifadelerle verilirken, sendikalar, işçi temsilcileri gibi sivil toplum örgütleri ve muhalif grupların açıklamaları iddia düzeyinde kalır. Bu sunuş biçimi, mevcut iktidarı meşrulaştırır, ona olan güveni tazeler. İktidar/güce sahip olmayanların düşünceleri, yapıp ettikleri ise en başından ikincil konuma itilir.